Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük Metin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

Yüzüncü Yıl Logosu Atatürk
Sulh Hukuk Mahkemesi

Esra KESİK

Hakim

 

 

 

 

 

PERSONELİN ADI

GÖREVİ

ÇALIŞTIĞI BİRİM

DAHİLİ TEL

Aygül ATICIYazı İşleri MüdürüSulh Hukuk Mahkemesi208
İlyas ERGİNZabıt KatibiSulh Hukuk Mahkemesi210
Büşra SEÇİLMİŞZabıt KatibiSulh Hukuk Mahkemesi 

 

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

SULH HUKUK MAHKEMESİ

Sulh hukuk mahkemesi; belirli özel hukuk davalarına bakmak üzere kurulmuş olan, asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi ile birlikte iki genel mahkemeden biridir (5235 sayılı Kanun m.4). Sulh hukuk mahkemeleri, tek hakimli olup her yargı çevresinde (adliyede) kurulması gereken mahkemelerdendir.

 

SULH HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLERİ:

Sulh hukuk mahkemesi, dava konusunun değer veya tutarına bakmaksızın aşağıdaki uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir (6100 sayılı HMK m.4):

Arabuluculuk faaliyeti neticesinde tanzim edilen anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi,

Arabuluculuk bürosunun yetkisine yapılan itiraz hakkında karar vermek (7036 sayılı Kanun m.3/9),

Arabuluculuk büroları, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenen sulh hukuk hâkiminin gözetim ve denetimi altında görev yapar. Arabuluculuk bürosunun olmadığı yerlerde büronun görevinin sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından hakimin gözetimi ve denetimi altında yerine getirilir (7036 sayılı Kanun m.28/3),

Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar,

Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar,

Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar,

6100 sayılı HMK ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davalar.

Aralarındaki bağlantı nedeniyle birlikte açılan davalarda bir kısım dava arkadaşları veya talepler yönünden özel mahkeme, bir kısmı yönünden de genel mahkeme görevli ise davaya bakmaya tümüyle özel mahkeme görevlidir. Davanın diğerine tabi olarak tümüyle özel mahkemede görüleceği ilkesi, yargısal uygulamalarda kararlılıkla kabul edilip sürdürülmektedir. (Yargıtay HGK – Karar: 2015/1232).

Davada bir kısım dava arkadaşları veya talepler yönünden farklı özel mahkemeler görevli ise davanın açıldığı mahkeme bu özel mahkemelerden biri ise davaya o mahkemede bakılmalıdır. Dava genel mahkemede açılmış ancak birden fazla özel mahkeme görevli ise ağırlıklı hukuki ilişkiye göre görevli mahkeme olan özel mahkemede dava görülmek üzere görevsizlik kararı verilmelidir. Davadaki talepler hem asliye hukuk mahkemesinin hem de sulh hukuk mahkemesinin görevine girmekte ise dava tümüyle asliye hukuk mahkemesinde görülmelidir.

 

SULH HUKUK MAHKEMESİ HANGİ DAVALARA BAKAR:

Sulh hukuk mahkemesi, aşağıda yazılı bazı özel hukuk davalarına bakmakla görevlidir:

  • Kat mülkiyetinden kaynaklanan davalar,
  • İzale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası,
  • Kiralananın tahliyesi davası,
  • Kira ilişkisinden kaynaklanan tespit davası,
  • Kira bedelinin uyarlanması davası,
  • Kira sözleşmesinin iptali,
  • Miras ortaklığına temsilci atanması,
  • Mirasçılık belgesinin iptali,
  • Mirasın reddi davası,
  • Terekenin borca batık olduğunun tespiti davası,
  • Kayyım atanması ve kayyımlık ile ilgili diğer davalar,
  • Vasi atanması veya vasinin görevinden çekilmesi davası,
  • Vasiyetnamenin açılması,
  • Tek başına açılan zilyetliğin korunması davası, (Zilyetliğin tespiti ile birlikte açılırsa Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir).
  • Arabuluculuk uygulamasında icra edilebilirlik şerhi verilmesi,
  • Çocuk mallarının korunması davası.

 

Sulh Hukuk Mahkemesinin Görevsizlik Kararı

Görevsizlik kararı veren sulh hukuk mahkemesi bu kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden ( re’sen ) görevli mahkemeye gönderemez.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi hükmü gereğince; taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen gözetilir. Hak düşürücü süre içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi başvurusu yapılmadığı takdirde, sulh hukuk mahkemesi tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.

Sulh hukuk mahkemesinin görevsizlik kararına karşı 2 hafta içinde istinaf mahkemesine (bölge adliye mahkemesi) istinaf başvurusu yapılabilir. İstinaf mahkemesinin yerel mahkemenin görevi ile ilgili verdiği karar kesindir.

 

Sulh Hukuk Mahkemesinin Kararına Karşı İstinaf ve Temyiz Başvurusu

Sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf başvurusu yapılması mümkündür. İstinaf, sulh hukuk mahkemesi tarafından verilen kararın hem maddi vakıa hem de hukuki açıdan bir üst mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesini sağlayan bir kanun yoludur. İstinaf kanun yoluna başvuru süresi, sulh hukuk mahkemesi kararının usulüne uygun bir şekilde taraflara tebliği edildiği günden itibaren 2 haftadır. İstinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere kararı aleyhine başvuru yapılan sulh hukuk mahkemesine bir istinaf dilekçesi verilerek yapılır.

Sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf başvurusu yapılabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekir:

Aleyhine istinaf başvurusu yapılan asliye ticaret mahkemesi kararında yer alan malvarlığı davasının miktar ve değeri 4.400 TL’yi aşmalıdır (HMK 341/2). Miktar ve değeri 4.400 TL’yi aşamayan asliye ticaret mahkemesi kararları kesin olduğundan aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz.

Kural olarak ara kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılamaz. Ancak, ihtiyati tedbir ve ihtiyati gibi kararlar ara kararı olmasına rağmen son kararı beklemeden bu kararlar aleyhine istinaf başvurusu yapılması mümkündür (HMK 341/1).

Kural olarak sulh hukuk mahkemesi kararları ile ilgili verilen istinaf mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulamaz. Temyiz, sulh hukuk mahkemesi kararı hakkında istinaf incelemesi neticesinde verilen hükmün, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı açısıdan denetlenmesini sağlayan bir kanun yoludur.

Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere; HMK md.4’te gösterilen davalar ile (Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalar ile ilgili istinaf mahkemesi kararları kesin olup aleyhine Yargıtay’a temyiz başvurusu yapılmaz.

Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibariyle temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi mümkün olan alacak davası ile ilgili sulh hukuk mahkemesi kararlarının şu şartları sağlaması gerekir:

Aleyhine temyiz başvurusu yapılan istinaf mahkemesi kararında yer alan miktar ve değer 58.800 TL’yi aşmalıdır (HMK 362/1-a). Miktar ve değeri 58.800 TL’yi aşamayan istinaf mahkemesi kararları kesin olduğundan aleyhine temyiz başvurusu yapılamaz.

İstinaf mahkemesinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamaz.

 

Adres

Cumhuriyet Cad. No :32 Adalet Sarayı Zile / TOKAT

Telefon

0 356 317 55 09

0 356 317 57 68

E-Posta

zilecbsisaretadalet.gov.tr